Neden Göller ve Nehirler İnsanlarla Aynı Haklara Sahip Olmalı

Yusuf Ceyhan
7 min readOct 11, 2020

--

Merhaba iyi günler herkese. Ben, Shinnecock kabilesindenim. Şu anda toprakları üzerinde toplandığımız bütün Cahuilla topluluğu, “Tabutni” tarafından bana suyun canlı olduğu öğretildi. Su duyabilir ve anılar biriktirebilir. O yüzden bugün yanımda bir su kabı getirdim çünkü bugünkü sohbetimizi hatırlamasını istedim. Yasal haklara kimler sahip olur? Tarih bize gösterdi ki yalnızca bazı insanlar, bazılarıysa değil. Amerika’da benim gibi yerli halkın insanları 1924 yılına kadar resmi vatandaş sayılmadı.

images courtesy of Library of Congress

Fotoğrafta gördüğünüz Shinnecocklu atalarım yasal olarak vatandaş değillerdi.

Peki bazı insanlar kanun tarafından korunur, bazıları korunmazken neden hukukun üstünlüğüne inanan devletler olduğumuzu söylüyoruz?

Çünkü bu, adaletsizlikle savaşmanın hala en iyi yollarından biri (Fight Injustice) ve yerli halklar olarak biz adaletsizliğin ne olduğunu biliyoruz. Çok sevgili bir arkadaş, akıl hocası, su taşıyıcısı, Nokomis, Büyükanne Josephine Mandamin-ba, bana kendi halkı olan Midewiwin halklarından Anishinaabelere ait bir kehanetten söz etmişti. Bana dedi ki, bu kehanete göre, bir gün gelecek bir kilo su, bir kilo altından daha pahalı olacak. Bana bu kehanetten bahsettiğinde bir saniyeliğine oturdum ve bugün dünyamızda gördüğümüz bütün adaletsizlikleri, su kıtlığını düşündüm ve ona şöyle söyledim, Nokomis, Büyükanne: “bence biz çoktan o kehanetin gerçek olduğu vakte girdik.” Bana baktı ve şöyle söyledi: “Peki bununla ilgili ne yapacaksın?” Bu yüzden bugün sizinleyim çünkü bugün dünyamızda gördüğümüz suya dair adaletsizlikleri çözmenin birçok yönteminden birinin suyun yaşayan bir madde olduğunu fark etmek ve hakkı olan tüzel kişiliği ona bahşetmek olduğuna inanıyorum. Bunu yapabilmek için, suya değer verme biçimimizi dönüştürmemiz gerekiyor. Suyla nasıl bağlantı kurduğumuzu düşünmeye başlamamız gerekiyor.

Genellikle bazıları size “Su nedir?” diye sorar ve onlara şöyle cevap verirsiniz: “Yağmur, okyanus, göl, ırmak, H2O, sıvı” hatta belki suyun kutsal elzemliğini hatırlar ve suyun hayat olduğunu söylersiniz. Ama onun yerine size şu soruyu sorsam: “Su kimdir?” Aynı size şunları da sorabileceğim gibi: “Büyükanneniz kim?” ya da “Ablanız kim?” Böyle bir çıkış noktası su hakkında düşünme biçimimizi baştanbaşa değiştiriyor suyu koruma yollarımız hakkında karar verme yollarımızı dönüştürüyor. Onu aynı büyükannemizi, annemizi, ablamızı, teyzelerimizi koruduğumuz şekilde korumamızı sağlıyor. Eğer dünyamızdaki su krizlerini yürek parçalayan dijital sayaçlarımızda Sıfır Günü’ne kadar dayanan belediye kaynaklarının tıkanmasına sebep olan su krizlerini çözmek istiyorsak, ihtiyacımız olan dönüşüm bu.

images courtesy of Shutterstock

2018 yılında Cape Town, Güney Afrika’da yurttaşların su kullanımı iki dakikalık duşlarla ve günlük kişi başı 87 litre suyla kısıtlandı. Ya da geçtiğimiz yaz, kötü su yönetimi dolayısıyla Chennai sokaklarında binlerce plastik şişe vardı çünkü vatandaşlar saatlerce su tankerlerinin önce demiryoluyla sonra kamyonla günlük ihtiyaçlarını karşılayacak suyu getirmesini bekledi.

images courtesy of Shutterstock

Ya da burada, dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri olan Bugün Flint, Michagan’da halen temiz su bulunmuyor. Ama sizin bu su krizlerine yabancı olmanız çok olası. Örneğin Kanada’da, Ontario’nun kuzeyinde, Neskantaga First Nation’da yurttaşlara 1995 yılından beri suyu kaynatarak içmeleri tavsiye ediliyor.

Ya da Grassy Narrows First Nation’da, kağıt fabrikalarının yıllardır sebep olduğu su kirliliğiyle baş etmek zorundalar. Yapılan bir araştırmaya göre, bu bölgede yaşayan yerli halkın neredeyse %90’ında bir tür cıva zehirlenmesi bulundu ve bu ciddi sağlık problemlerine sebep oluyor.

Navajo halkında bile…

images courtesy of Shutterstock

Burada Gold King Mine atık su dökülmesinin öncesinde 2015’in bir sabahında, Animas Nehri görülüyor. Su dökülmesiyle, milyonlarca maden atığı nehirlere sızdıktan sonraki olayın olduğu günkü hâli görüyoruz. Bugün Navoha Halkı, Dine’ Halkı ve nehrin kendisi halen su kirliliğinin zararlarından kurtulmaya çalışıyor. Ya da tam burada, Palm Springs, Kaliforniya’da, Agua Caliente Bando of Cahuilla Indians grubu yıllardır yüzey sularının sömürülmesini engellemek için çalışıyor ki gelecek nesiller anavatanlarında yaşamak zorunda kalmasın aynı zamanda refah içinde olsunlar hatırlanamayacak kadar eskiden olduğu gibi…

DIGDEEP ve Birleşik Devletler Su Birliği tarafından bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletleri’nde ırk, su ve hijyene ulaşımdaki en belirleyici özellik ve bu biz yerli Amerikan yerlileri için su hijyen konusuna gelindiğinde, onlara ulaşmakta en çok zorluk çekecek grup olduğumuz anlamına geliyor. Yerli bir hukuk bilgini ve bilim insanı olarak, suya dair bu eşitsizliğin çoğunlukla Batı’daki hukuk sisteminin, suyun kişiliğini tanımaktaki başarısızlığından kaynaklandığını düşünüyorum. Dolayısıyla kendimize sormalıyız: “Adalet kimin için?” Yalnızca insanlık mı? Biz, firmalara tüzel kişilik verdik. ABD’de, Yüksek Mahkeme’nin “Citizens United”da bulduğuna göre firmalar, insandır ve Anayasa’da bir insana benzer haklara sahiptir. Örneğin, konuşma özgürlüğü… Ve “Hobby Lobby”de akıl yürütme yetilerinin ve dini özgürlüklerinin olduğu bulundu; çalışanlar için Ekonomik Sağlık Bakımı Yasası karşıtı uygulamaları savunuyorlar böylece. Bunlar tartışmaya açık olaylar. Bir Shinnecock kadını ve hukuk bilgini olarak, bana bir firmaya tüzel kişilik verebilen ama doğaya veremeyen Batı dünyası ahlakını sorgulatıyorlar. Görüyorsunuz ki tüzel kişilik hukukun önünde görünür olmayı ve hukuk tarafından korunan birinin sesimizi duymasını sağlıyor.

Bunu bir firmaya bahşedebiliyorsanız neden Büyük Göller’e de bahşedemeyesiniz? Neden Mississippi Nehri değil? Neden dünyamızda hayatta kalmak için hepimizin ihtiyaç duyduğu su yolları değil?

Biliyoruz ki küresel bir iklim krizi içindeyiz ancak küresel olarak sularımız da tehlikede ve küresel bir su kriziyle de karşı karşıyayız. Eğer bu krize yaşam süremiz içinde çözüm bulmak istiyorsak değişmek zorundayız. Suya verdiğimiz değeri kökünden dönüştürmemiz gerekiyor. Bu, biz yerli halklar için yeni bir şey değil. Yerli halkların hukuki sistemlerinin temelini oluşturan bir ilke, insan dışındaki ilişkilerimizin de canlı ve hukukumuz altına korunuyor olduğuna dair anlayışımızdır. Batı dünyasında bile çevre hukuku teorisyenleri 1970’li yıllardan beri doğanın haklarını savunuyor ama daha iyisini yapmalıyız, değişmemiz gerekiyor ve suya tüzel kişilik vermemiz gerekiyor. Çünkü tüzel kişilik, şu hakları ve korunmaları sağlıyor:

Suya var olma hakkını, gelişme ve evrilme hakkını sağlıyor ve en önemlisi suyu bizden koruyor, ona zarar verecek insanlardan koruyor.

İnsan sebepli iklim değişikliği etkilerinden, kirletici ve insan yapımı kirliliklerden…

images courtesy of Shutterstock

Daha fazlası, kabul edilmiş hiyerarşiyi tersine çeviriyor; yani insanların doğaya olan üstünlüğünü. Bu gezegendeki insanlar olarak, bu gezegendeki diğer canlılardan üstün değiliz, sudan üstün değiliz. Nasıl iyi temsilciler olduğunu tekrar öğrenmemiz gerekiyor. Bazen dünyanın sonsuz suyla dolu olduğunu düşünüyoruz ama gerçekte öyle değil.

Bu gezegen Ohke, Toprak Ana, çok kısıtlı taze su kaynağına sahip. Şu an neredeyse iki milyar insan su kıtlığı geriliminin yüksek olduğu ülkelerde yaşıyor.

Öngörülüyor ki 2030 senesine kadar neredeyse 700 milyon kişi su kıtlığı nedeniyle yurdundan uzaklaşabilir.

Bu krize çözüm bulmalıyız. Bizim değişmemizin de zamanı geldi. Suya verdiğimiz değeri dönüştürmemiz gerekiyor ve bunu yapabiliriz . İyi temsilciler olmayı yeniden öğrenebiliriz. Suya tüzel kişilik verdiğimiz yeni yasalar yaratabiliriz. Suyu korumak için yerli olan ve olmayan arasındaki sözleşmelerin önemini fark edebiliriz. Suyun haklarının her zaman korunduğunu garanti edebilecek su muhafızları tayin edebiliriz. Bütüncül yaklaşımı benimseyen su kalitesi standartları belirleyebiliriz ki suyun iyiliği bizim ihtiyaçlarımızdan önce gelsin. Ve ayrıca suyun üzerindeki mülk sahibi anlayışı yıkabiliriz. Dünyada bunun çok başarılı örnekleri var.

Aotearoa’da yani Yeni Zelanda’da Whanganui Nehri’ne ve Hindistan’da Ganj Nehri’ne 2017 yılında tüzel kişilik verildi.

images courtesy of Shutterstock

Hatta bu sene Toleda’daki vatandaşlar Erie Gölü’nün tüzel kişiliğini tanıdılar. Burada Kaliforniya’da Yurok Kabilesi, Klamath Nehri’ne tüzel kişilik verdi. Görüyorsunuz, suya bir canlı olarak değer verdiğimiz, onunla bağlantımızı iyileştirdiğimiz bir dünya hayal ediyorum.

Kadınlar olarak biz, su taşıyıcılarıyız. Suyu rahmimizde dokuz ay boyunca besliyoruz. Bizim insanlar olarak maruz kaldığımız ilk ilaç o. İnsanlar olarak bizim suyla doğuştan bir bağımız var ancak zamanla bu bağı kaybettik ve şimdi iyileştirmek için çalışmamız gerek.

Çünkü ben bir dünya hayal ediyorum ki su sağlıklı olsun ve ekosistem refah içinde olsun. Bir dünya hayal ediyorum, hepimiz suyun yurttaşları olarak bize düşen sorumluluğu alalım ve suyu koruyalım. Nokomis’in deyişiyle, bununla ilgili ne yapacaksınız? Su için ne yapacaksınız? Yerel siyasetçilerinizi arayabilirsiniz. Bir kent buluşmasına gidebilirsiniz ve suya tüzel kişilik verilmesini savunabilirsiniz.

Toledo’daki yurttaşlar gibi olabilir, kendi yerel halkınızla beraber, eğer siyasetçiler yazmıyorsa kendi kanunlarınızı yazarak suyun tüzel kişiliğini tanıyabilirsiniz.

Yerli halkların yaşadığı torakları, şu an işgal ettiğiniz suları ve onları hala yöneten yerli hukuki sistemleri öğrenebilirsiniz. Hepsinden önemlisi suyla bağlantı kurabilirsiniz ve o bağlantıyı iyileştirebilirsiniz. Evinize en yakın olan suya gidin ve onun neden tehdit altında olduğunu öğrenin. Ve en önemlisi yapacağınız bir şey varsa sizden kendinize söz vermenizi istiyorum: “Bugün su için ne yaptım?” eğer bu sözü tutabilirsek, inanıyorum ki gözüpek ve pırıl pırıl bir dünya yaratabilir, bizim suyla kurma ayrıcalığına sahip olduğumuz ilişkiyi gelecek nesillerinde kurmasını sağlayabilir, bütün toplulukların insan ya da insan olmayan herkesin yaşamak için suya sahip olduğunu görebiliriz,

çünkü su hayattır. Tabutni. Teşekkür ederim.

*Neden Göller ve Nehirler İnsanlarla Aynı Haklara Sahip Olmalı, Kelsey Leonard

*Meltem Erkmen, tarafından Türkçe’ye çevrildi

*Diba Szamosi, tarafından incelendi

*Cahil Bir Düşünür, tarafından yazıya geçirildi. |TEDx İncelemeleri Bölümü|TİB

*KAYNAK:https://www.ted.com/talks/kelsey_leonard_why_lakes_and_rivers_should_have_the_same_rights_as_humans

--

--

Yusuf Ceyhan

*Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler*| Neden Felsefesi